Neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir uygulama geçmişine sahip olan manuel terapi, Galen ve Hipokrat gibi tıbbın öncülerinin de bahsettiği “bası ile yapılan tedavi” ve “omur sütunu germe” gibi tedavileri de kapsamaktadır. Doğu tıbbında daha eski olmasına rağmen Batı tıbbında son 15-20 yıl içerisinde gelişme gösteren manuel terapi, günümüzde başarı ile uygulanan bir tedavi yöntemi olarak bilinmektedir.
Ortopedik problemlerde manuel terapi sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Özellikle bel fıtığı manuel terapi ile tedavi edilerek, hareket açısındaki kısıtlamalar yok edilebilir. Bel bölgesinin sahip olduğu fizyolojik ve anatomik hareketlerindeki engellemeler ya da eklemin esas hareket kabiliyetini kaybetmesi, manuel terapi ile tedavi edilebilir. Bu kapsamda elle çekme ve burma gibi manevralar uygulanır. Böylece eklemlerin sahip olduğu fizyolojik ve anatomik açıların geri kazandırılması amaçlanır. Tüm kas ve iskelet sistemi hastalıklarında olduğu gibi bel fıtığı sorunları da manuel terapinin soruna bir bütüncül şekilde yaklaştığı ve bu doğrultuda tedavi gerçekleştirdiği bir alandır.
İnsan boynunun yapısı belli bir hareket kabiliyetlerine sahip olması ile bilinir. Zamanla ve çeşitli nedenlerden dolayı bu hareket kabiliyetinin kısıtlanması ya da tamamen kaybedilmesi ise boyun fıtığı olarak adlandırılmaktadır. Boyun fıtığı manuel terapi ile tedavi alanına da giren bir husus olduğundan öncelikli olarak boyun bölgesinde oluşan hareket kısıtlamalarının boyutları tespit edilir. El ile yapılan birtakım uygulamalar sayesinde boynun hareket açıları belirlenir ve rahatsızlığın boyutu tespit edildikten sonra tedaviye başlanır. Bu aşamada mevcut sorunun daha ayrıntılı tespit edilebilmesi için radyolojik görüntüleme yöntemlerinden de yararlanılmaktadır.
Ameliyatsız fıtık tedavisi manuel terapi ile mümkün hale gelmiştir. Ancak manuel terapinin tedavi süresi, hastanın fiziksel ve psikolojik durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Boyun ve bel fıtığı sorunları için ortalama 8 seansta etkili sonuçların alınması beklenir. Kısacası boyun ve bel fıtıklarında ameliyat kader değildir.
Manuel terapi, hastanın durumuna göre özel tedavi türlerinden birini ya da birkaçını içeren uygulamalardır. Manuel terapi teknikleri arasında en sık uygulananları şu şekildedir:
- Yumuşak Doku Mobilizasyonu
Bu teknik, eklemler ve etrafındaki kasları aktif hale getirmek için uygulanır. Temel amaç eklem hareketlerini düzeltmek ve sonrasında kasların gerginliğini azaltmaktır. Yumuşak doku mobilizasyonu, sıklıkla farklı nedenlerden dolayı ortaya çıkan miyofasyal adezyonları tedavi etmek için kullanılır. Böylece doku sıvıları harekete geçirilir ve kas gerginliği azaltılır. Bu prosedürde omurgayı çevreleyen kasların tamamı ele alınır. Bu kaslara uygulanan ritmik germe ve kuvvetli basınç kasları aktifleştirmekte etkili olmaktadır.
Eklem mobilizasyonu ile tutulmuş eklemlerin gevşetilmesi ve hareket hızının artırılması hedeflenir. Çünkü hastalar genellikle sırtlarındaki kasların tutulmasından şikayet ederler. Sıklıkla masaj ve buz uygulaması, ağrının azaltılmasında kullanılsa da; sırt ağrısı tekrarladığı için eklem mobilizasyonu tercih edilmelidir.
Ger ve say tekniği, postüral ve yapısal problemlere sebep olan nöromüsküler refleksleri düzelmeye odaklanır. Ağrıyı tetikleyen noktaları hedef alan bu teknikte doktor, hassasiyetin azaldığı en rahat pozisyonu yakalar. Kişi, yaklaşık 90 saniye boyunca bu pozisyonda tutulur. Bu sürede hafif gerilme ve asemptomatik gerginlik meydana gelir. Hasta yavaş yavaş pozisyondan çıkarılır ve vücut kaslarının normal gerginlik seviyesine dönmesi sağlanır. Oluşan kas gerginlikleri, iyileşme aşamalarını da belirler. Ger ve say yöntemi diğer tedavilerin yanıt vermediği, çok hassas sırt rahatsızlıkları ile akut problemlerde tercih edilir.
Manuel terapi ya da tedavi, kas ve iskelet sistemini ilgilendiren tüm rahatsızlıklarda uygulanabilen ve tamamiyle kanıta dayalı tıp bilgileri ile yapılan tedavi şeklidir. Diğer bir deyişle fizik tedaviyi içine alan tüm hastalıklarda manuel terapi uygulaması yapılır.
Manuel terapi, elle yapıldığı için “elle tedavi” adını almıştır. Pek çok ülkede yüzyıllardır uygulanan bu tedavi yöntemi, tıp camiasına bilimsel olarak girmiş ve bir bilim dalı haline gelmeyi başarmıştır.
Manuel terapiye başlanmadan önce uzman doktor olası riskleri önlemek adına terapi uygulanacak alanın tüm kas, kemik ve sinir hasarlarını tespit etmek için ayrıntılı bir değerlendirme gerçekleştirir. Bu tedavide temel amaç herhangi bir ilaç kullanılmadan tamamen el ile uygulanan bası ve germe tekniklerinin kullanılmasıdır. Bu sayede bazı tedavilerde engel teşkil eden kalp, şeker, tansiyon gibi hastalıklar, manuel terapi de herhangi bir sorun teşkil etmez.
Manuel terapi uygulamalarında en önemli husus uzman bir doktor tarafından uygulanmasıdır. Tıp eğitimi olmayan, yeterli deneyim, bilgi ve yetkinlikten uzak kişiler hastayı yanlış değerlendirebilecekleri için yarardan çok zarara neden olabilirler. Hatta tedavi esnasında oluşabilecek komplikasyonlara karşı ne yapacaklarını da bilemeyeceklerinden ciddi sakatlık riskleri ortaya çıkabilir. Bu nedenle sadece uzman ellerde uygulandığı taktirde, manuel terapi zararları olmayan, pek çok fayda sunan bir tedavi şeklidir.